İSLAM
MİRAS HUKUKU
FERAİZ
|
|
Mirastan Hiç Bir Şekilde Sakıt
Olmayanlar
|
|
Verasetin Engelleri
|
|
VARİS GRUPLARIN İSİMLERİ
|
|
ASABELER
(BABA TARAFINDAN AKRABA OLANLAR)
|
|
FARZ SAHİPLERİ
|
|
1. Nısfı Hak Edenler
|
|
2. Sülüsü Hak Edenler (1/3)
|
|
3. Sülüsanı Hak Edenler
(2/3)
|
|
4. Rubu'u Hak Edenler (1/4)
|
|
5. Südüsü Hak Edenler (1/6)
|
|
6. Sümün'ü Hak Edenler (1/8)
|
|
HACB
(BAŞKASININ BULUNMASIYLA PAY
ALAMAYANLAR)
|
|
BAŞKASININ
BULUNMASIYLA PAY ALAMAYANLAR
|
|
KIZ KARDEŞLERİNİ ASABE KILANLAR
|
|
KIZ KARDEŞLERİN ASABE OLUŞU
|
|
ASABE
- ANLAMI VE BÖLÜMLERİ
|
|
KENDİ
BAŞINA ASABE
OLANLAR
(ASABE BİNEFSİHİ)
|
|
BAŞKASI
İLE BİRLİKTE
ASABE
OLANLAR (ASABE BİGAYRİHİ)
|
|
BAŞKASININ
BULUNMASI İLE ASABE OLANLAR
(ASABE MAA GAYRİHİ)
|
|
İKRAR
SONUCU HISIM OLANLARIN
DURUMU (MUKARRUN LEH BİNNESEBE)
|
|
Farz
Sahipleri Ve Asabelerle İlgili Bazı Meseleler
|
|
ZEV'İL ERHAM
|
|
Zev'il Erhamın Varis
Olabilmesi
İçin Gerekli Şartlar
|
|
ZEV'İL ERHAMIN SINIFLARI
|
|
MİRASIN
ŞARTLARI
|
|
MİRASA
ENGEL OLAN HALLER
|
|
MİRAS’TA
TERTİBE RİAYET
ETMEK VE VARİSİN GÖREVLERİ
|
|
Feteva i Hindiye
|
|
VASİYET'İN
TARİFİ VE MAHİYETİ
|
|
VASİYET NE
ZAMAN YAPILMALIDIR
|
|
VASİYETİN
KISIMLARI
|
|
TERİKENİN
TARİFİ VE TAKSİMİ
|
|
Murisin
Bıraktığı Mal,
Sırasıyla Şu Kimseler Arasında Taksim Olunur
|
|
NESEB
YÖNÜNDEN VE SEBEB YÖNÜNDEN VÂRİSLER
|
1.
I. FERAİZ
KURAN: % 90
- HADİS: % 10
Miras Hukuku, diğer bir deyimle Ferâiz İlmi, Kitap, Sünnet ve İcma' ile
sabit olmuştur. Kur'ân-ı Kerîm'de, Nisa Sûresinde bu ilmin yüzde doksanı (% 90)
açıklanmıştır. Geriye kalan yüzde onu (% 10) ise Sünnet ile belirlenmiş ve
icma' ile sabit olmuştur.
ERKEKLERDEN VARİS OLANLAR
1- Oğul.
2- Oğlun
oğlu ve aşağı inilirse (erkek torunlar)
3- Baba.
4- Dede
ve yukarı gidilirse;
(dedenin babası, onun da babası)
5- Erkek
kardeş (ana-baba bir erkek kardeş, anne bir erkek kardeş ve baba bir erkek
kardeş)
6-
Kardeşin oğlu (ana-baba bir erkek kardeşin oğlu ya da baba bir erkek kardeşin
oğlu) ve aşağı inilirse;
7- Amca
(ana-baba bir amca ya da baba bir amca).
8-
Amcaoğlu (ana-baba bir olan amcaoğlu ya da baba bir olan amcaoğlu) ve uzak da
olsalar.
9- Koca.
10-
Mu'tik (köle imişse onu azad eden erkek).
Kadınlardan Varis Olanlar
1- Kız.
2- Oğlun
kızı. Daha da aşağı inilirse; oğlun kız torunları.
3- Anne.
4- Nine.
Daha da yukarı gidilirse; nenenin annesi.
5- Kız
kardeş. Ana-baba bir kız kardeş, anne bir kız kardeş ya da baba bir kız kardeş.
6- Karı.
7-
Mu'tika (köle imişse onu azat eden kadın).
Mirastan Hiç Bir Şekilde Sakıt
Olmayanlar
Mirastan
hiç bir şekilde sakıt (mahrum) olmayanların sayısı beştir.
1. Koca.
2. Karı.
3. Baba.
4. Anne.
5. Öz
evlat.
Hiçbir Surette Varis Olmayanlar
Mirasa
hiç bir surette varis olmayanlar ise yedidir:
1- Köle.
2-
Müdebbir (azatlığı bir şarta bağlanan köle).
3- Çocuk
sahibi cariye.
4-
Mukatebeli köle (azat edilmesi için bazı şartlarda mal kazanmak veya bir müddet
hizmet etmek gibi neticeye bağlı olan köle veya cariye).
5- Katil.
6-
Mürted.
7-
Dinleri ayrı olanlar.
Mirastan
hiç bir şekilde mahrum edilmeyen bu beş sınıf için gerekli deliller yeri
geldiğinde belirtilecektir.
Verasetin Engelleri
1. Kölelik: Köle olan bir kimse varis olamaz.
Çünkü onun alacağı miras efendisinin olur. Halbuki efendisi onun yabancısıdır.
Bu nedenle verasetten kalan mal ölünün diğer yakınlarına kalır.
2. Katil: Bir kimse kasıtlı ya da kasıtsız
birini öldürürse akrabalık derecesi ne olursa olsun ona varis olamaz.
Peygamberimiz
(s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Katil
öldürdüğü kişinin malına varis olamaz." (Ancak sebeple öldürenler müstesnadır.)
3. Mürtet: Mürtet; İslam dininden dönmüş
olan kâfirdir. Bu da hiç kimseden miras alamaz. Yine aynı şekilde hiç kimse ona
varis olamaz. Mürtedin malı İslam Devleti'nin hazinesi olan Beyt'ül Mal'e
kalır. Bu malı, ister Müslüman iken, ister mürted olduktan sonra kazanmış olsun
hüküm aynıdır.
Ama İslam
yönetiminde kâfirler dinleri ayrı olsa bile birbirlerine varis olurlar. Mesela
Yahudi Hristiyan’a, Hıristiyan Yahudi’ye varis olur.
4. Din ayrılığı: Kafir Müslüman’a, Müslüman kafire
hiç bir surette varis olamaz.
Peygamberimiz
(s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Müslüman
kafire ve kafir de Müslüman’a varis olamaz."
VARİS GRUPLARIN İSİMLERİ
Varisler kendi aralarında şu üç
gruba ayrılırlar
A- Asabeler: Hisse nispeti belli olmayan
varislerdir.
B- Farz sahipleri: Bunlar hisse nispeti belli olan
varislerdir.
C- Zev'il erham: Farz ve asabe dışında varis olan
akrabalardır. Bunlar, kızların çocukları
ve erkek çocukların kızlarının çocukları gibi olan varislerdir.
Şimdi bu üç grubu büyük başlıklar
halinde görelim.
ASABELER
(BABA TARAFINDAN AKRABA OLANLAR)
1- Oğul.
2- Oğlun
oğlu.
3- Baba.
4-
Babanın babası.
5- Ana
baba bir kardeş.
6- Baba
bir kardeş.
7-
Ana-baba bir kardeş oğlu.
8- Baba
bir kardeş oğlu.
9- Amca.
(Öz ve babadan amca)
10-
Ana-baba bir amcaoğlu.
11- Baba
bir amcaoğlu.
12-
Asabelerden hiç biri bulunmazsa (ölen azatlı köle ise) kendisini azat eden
efendi ve erkek asabeleri.
Asabenin lügatteki anlamı: Baba tarafından gelen akraba
demektir.
Istılahı anlamı ise: Tek olduğunda terekenin tümünü,
tek olmadığında pay sahiplerinden geri kalan payları alan akrabalardır.
* Asabe, hisse nispeti belli olmayan
varislerdir. Asabe, beraberinde farz sahibi bulunursa, önce farz sahibinin
hissesi verilir, daha sonra kalan asabeye ait olur. Ama asabe tek başına
bulunduğu zaman bütün malı alır. Asabe olan varisler, baba tarafından erkek
akrabalardır. Yukarıda, yakınlık sırası ile belirtilmişlerdir. Yalnız baba ve
babanın babası olan dede veya oğul gibi bir kısmı bezen de farz, yani muayyen
hisse ile varis olurlar.
Asabelik Yoluyla Varis Olmanın
Meşruiyetinin Delilleri
Kur'an-ı Kerim'deki şu ayeti
kerimelerdir
"Allah
size çocuklarınız hakkında erkeğe kadın payının iki misli (miras vermenizi)
emreder."
(Nisa: 4/11)
"Eğer
varisler erkek ve kadın kardeşler olursa erkeğe iki kadının payı kadar
verilir." (
Nisa: 4/176)
Her iki
ayeti kerimede de görülüyor ki oğul ve kardeşlerin asabe yoluyla varis
olduklarını ve her birine de kız kardeşini miras alma hususunda asabe kılar.
Peygamberimiz (S.A.V.) Şöyle
Buyurmuştur:
"Miras
hisselerini sahiplerine, kalanı da ölen kimseye en yakın olan erkeğe
veriniz."
FARZ SAHİPLERİ
Kur'an-I Kerim'de Belirtilmiş
Farzlar (Paylar) Altı Tanedir
1- Nısf
(Malın yarısı).
2- Sülüs
(Malın üçte biri).
3-
Sülüsan (Malın üçte ikisi).
4- Rubû
(Malın dörtte biri).
5- Südüs
(Malın altıda biri).
6- Sümün
(Malın sekizde biri).
1. Nısfı Hak Edenler
1- Kız.
2- Oğlun
kızı.
3-
Ana-baba bir kız kardeş.
4- Baba
bir kız kardeş.
5- Evlat
bırakmayan kadının kocası.
Farz
yoluyla hisse, varise şer'an tayin edilen hissedir. Kur'an-ı Kerim'de tayin
edilmiş paylar olduğu için bu paylar farz ismini almıştır. Kur'an-ı Kerim'de
belirtilen bu paylar altı tane olup sırası ile şunlardır:
1. Nısıf (Yarım) Almanın Şartları
1- Kız: Kız, tek başına mirasçı olursa
malın yarısını alır. Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:
"..
eğer yalnız bir kadın ise mirasın yarısını alır." (Nisa: 4/11)
2- Oğlun kızı: Oğlun kızı tek başına olursa, yani bu kızın başka
kardeşi veya ölenin çocuğu ya da onların çocuğu olmasa, malın yarısını alır. Bu
şartlar tahakkuk ettiğinde müçtehit âlimlerin icmaı ile tek başına kalan oğlun
kızı malın yarısını alır.
3- Ana-baba bir kız kardeş: Bu da tek başına kalırsa yani başka erkek
ve kız kardeşleri olmasa ya da ölenin evladı, torunu veya baba ve dedesi
bulunmazsa, ana-baba bir olan kız kardeş malın yarısını alır.
Yüce
Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:
"Eğer
çocuğu olmayan bir kimse ölür de onun bir kız kardeşi bulunursa, bıraktığının
yarısı bunundur." (Nisa: 4/176)
4- Baba bir kız kardeş: Müçtehitlerin icma-ı ile ana-baba
bir kız kardeşin hükmündedir.
5- Evlat bırakmayan kadının kocası: Ölen kadının erkek ve kız
çocukları yoksa kocası malının yarısını alır.
Yüce
Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur:
"Yapacakları
vasiyetten ve borçtan sonra karılarınızın çocukları yoksa bıraktıklarının
yarısı sizindir." (Nisa: 4/12)
Eğer
karıların çocukları varsa; dörtte birini çocuklar, dörtte birini koca alır.
2. Sülüsü Hak Edenler (1/3)
1- Ölenin ana-baba bir ya da baba
bir erkek ve kız kardeş olmadığı takdirde anne.
2- Anne bir, birden fazla kardeşler.
Malın üçte bir payını Almanın
Şartları
1. Anne: Anne şu şekilde malın üçte birine
varis olur: Ölenin erkek ve kız çocuğu ve torunları veya ana-babası bir olsun
olmasın kardeşleri yoksa, bu durumda anne malın üçte birine sahip olur.
Allah'u Teala Kur'an-ı Kerim'de
şöyle buyurur:
"
Ölenin çocuğu yok da ana-babası ona varis olmuş ise, anasına üçte bir düşer.
Eğer kardeşleri varsa anasına altıda bir düşer." (Nisa: 4/11)
2. Anne bir, birden fazla kız
kardeşler:
Ölenin erkek ve kız çocuğu ve torunları, baba ve dedesi yoksa birden fazla
bulunan ana bir erkek ve kız kardeşleri malın üçte birine varis olurlar ve
aralarında eşit bir şekilde paylaşırlar.
Allah (c.c.) Kur'an-ı Kerim'de
şöyle buyurmuştur:
"
Ölenin ana bir kardeşi, birden fazla iseler, üçte birine ortaktırlar." (Nisa: 4/12)
3. Sülüsanı Hak Edenler (2/3)
1- İki kız.
2- Oğlun iki kızı.
3- Anne - baba bir, iki kız kardeş.
4- Baba bir, iki kız kardeş.
Sülüsan (Üçte İki) Payını Almanın
Şartları
1. İki ve daha fazla kızlar: Ölenin erkek çocuğu yoksa iki
veya daha fazla kızı varsa bu kızlar malın üçte ikisini alır, aralarında eşit
olarak paylaşırlar. Allah'u Teala Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:
"...Eğer
evlatlar ikiden fazla kadın iseler, ölenin geriye bıraktıklarının üçte ikisi
onlarındır."
(Nisa: 4/11)
Peygamberimiz
(s.a.v.) Sa'd'ın iki kızına, bıraktığı malın üçte ikisinin verilmesini
hükmetti.
2. Oğlun iki veya daha fazla
sayıdaki kızı:
Ölen kişinin erkek veya kız çocukları ya da erkek çocuğun oğlu yoksa varisleri
bulunan oğlunun iki veya daha fazla sayıdaki kızı mirasın üçte ikisini alır,
aralarında eşit bir şekilde paylaşırlar.
3. Ana-baba bir, iki veya daha çok sayıdaki kız kardeş: Bunların erkek kardeşi olmazsa ve
ölenin de erkek ve kız çocuğu ve torunları, baba ve dedesi yoksa mirasın üçte
ikisini alır.
Yüce
Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:
"Eğer
ölenin (sadece) iki kızkardeşi varsa bıraktığı malın üçte ikisi
onlarındır."
(Nisa: 4/176)
4. Baba bir, iki veya daha fazla sayıdaki kız kardeş: Müçtehit âlimlerin icma'ı ile
baba bir, iki veya fazla sayıdaki kız kardeşler malın üçte ikisini alırlar.
4. Rubu'u Hak Edenler (1/4-1)
1- Kendisinden veya oğlundan evlat
olan karının kocası.
2- Kendisinden çocuğu olmayan (ya da
kalmayan) kocanın karısı veya karıları.
Rubu' (Dörtte Bir) Payını Almanın
Şartları
Ölenin
varislerinden dörtte bir pay alanlar iki kişi olup bunlar şartlarıyla beraber
şunlardır:
1. Koca: Ölen hanımın erkek veya kız
çocuğu ya da erkek çocuğunun oğlu ve ya kızı olursa, koca malın dörtte birini
alır.
Nitekim Kur'an-ı Kerim'de Yüce
Allah şöyle buyurmuştur:
"Karılarınızın
çocukları varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir." (Nisa: 4/12)
2. Karı: Ölen kocanın çocukları veya
torunu yoksa o zaman karısı malın dörtte birini alır. Karı sayısı birden fazla
olursa bu payı kendi aralarında eşit olarak paylaşırlar. Allah (c.c.) Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:
"Çocuğunuz
yoksa bıraktıklarınızın dörtte biri karılarınızındır." (Nisa: 4/12)
5. Südüsü Hak Edenler (1/6)
1- Oğul, oğlun oğlu veya iki ve daha
fazla kız ve erkek kardeşler ile birlikte varis olan ana.
2- Annenin bulunmadığı durumda nine.
3- Öz kız ile birlikte oğlun kızı.
4- Ana-baba bir kız kardeşle
birlikte baba bir kız kardeş.
5- Oğul veya oğlunun oğlu ile
birlikte baba.
6- Baba hayatta olmadığı takdirde
dede.
7- Ana bir kardeş veya kız kardeş
(birlikte olursa).
Südüs (1/6) Almanın Şartları
Varislerden
malın altıda birini hak edenler sırası ve şartlarıyla beraber şunlardır:
1. Anne; çocuk veya torunları ya da
derecesi ne olursa olsun ölenin kardeşleriyle birlikte olmalıdır. Bu durumda
mirasın altıda birini (1/6) alır.
Allah'u Teala Kur'an-ı Kerim'de
şöyle buyurmuştur:
"Ölenin
çocuğu varsa, geriye bıraktığından ana-babasının her birine altıda bir hisse
vardır."
(Nisa: 4/12)
Ölenin ikiden fazla erkek veya kız
kardeşlerinin olmasıyla varis olan anne, (1/6) alır.
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle
bildirmiştir:
"Ölenin
eğer kardeşleri varsa, anasının payı altıda birdir." (Nisa: 4/11)
2. Annenin bulunmadığı durumda
nine: Ölenin
annesi hayatta değilse babaanne veya anneannenin her ikisi de hayatta ise,
birlikte malın altıda birini (1/6) alırlar.
Peygamberimiz (s.a.v.) iki nineye mirasın altıda birinin verilmesine
hükmetmiştir. Ama baba kendi annesini yani ölenin babası hayatta ise ölünün
babaannesi olan kendi annesini mirastan alıkoyabilir.
3. Öz kız ile birlikte oğlun kızı:
Oğlun tek veya birkaç kızı ölenin tek kızı ile beraber olması durumunda
altıda bir (1/6) pay almaya hak
kazanır.
Bu
durumdaki oğlun kızı,
a) Ölenin tek kızı ile beraber
olması,
b) Ölenin erkek çocuğunun
bulunmaması ve
c) Ölenin oğlunun oğlu olmaması
gerekir.
Yukarıdaki
üç şart tahakkuk ettiğinde oğlun kızı veya birden çok kızları üçte iki payını
tamamlamak üzere altıda bir (1/6) pay
alırlar.
İbni
Mes'ud (r.a.) Peygamber (s.a.v.)'in hüküm verdiği şekilde hüküm veriyorum,
diyerek şöyle dedi: "Kız çocuğa yarım, oğlunun kızına altıda bir, kalan
hisse kız kardeşe düşer."
Nitekim
ölenin geriye bıraktığı kızı ile oğlunun kızı ve kız kardeşlerinin mirastan
alacağı hisseler için Abdullah bin Mes'ud (r.a.)'dan sorulunca şöyle demiştir: "Eğer
ben oğulun kızını mirastan mahrum edersem elbette dalalete düşmüş olurum."
ve daha sonra şöyle devam etti:"Bu meselede ben Peygamberin hükmettiği
şekilde hükmederim. Ölünün kızı terekenin yarısını alır, oğlun kızı da (üçte
iki payını tamamlamak -üzere) altıda bir, kalan hisse kız kardeşe düşer.” Çünkü
ölenin varisleri, iki veya daha fazla kız ise, malın üçte ikisini alırlar. Tek
kız ise yarısını alır. Beraberinde oğlunun kızı veya kızları olursa altıda
birini (1/6) alır ve bu da öz
kızların aldıkları üçte iki hissenin tamamlanıp denkleştirilmesi demektir.
4. Ana-baba bir kız kardeşle
birlikte baba bir kız kardeş: Ölen kişinin baba bir olan bir veya daha fazla kız
kardeşleri, baba-anne bir olan kız kardeşleriyle birlikte olmaları şartıyla
altıda bir (1/6) miktarına varis
olurlar.
Bu da,
‘ölenin oğlunun kızı ve ölenin kızı ile beraber olması' sınıfına kıyas
edilmiştir.
5. Oğul veya oğlun oğlu ile birlikte
baba: Ölenin
erkek çocuk veya torunlarıyla beraber olduğu takdirde baba mirasın altıda
birini (1/6) alır.
6. Baba hayatta olmadığı takdirde
dede: Ölenin
çocuk veya torunlarıyla birlikte ve babası bulunmaması halinde babanın babası
olan dede mirasın altıda birini (1/6) alır.
7. Anne bir kardeş veya kız
kardeş: Bu
durumdakiler iki şartla mirasın altıda birini alır:
a) Beraberlerinde onlardan mirastan
alıkoyan, ölenin çocuk ve torunlarının, baba ve dedesinin bulunmaması.
b) Bu durumdaki kardeş veya kız
kardeşin varis olarak tek başına bulunması gerekir. Eğer birden fazla olursa
üçte birini alır.
Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur:
"Eğer
ölen erkek veya kadının evladı, ana-babası veya başka mirasçısı bulunmuyor,
yalnız ana bir tek erkek veya tek kız kardeşi varsa her birine altıda (1/6) bir
pay düşer."
(Nisa: 4/11)
6. Sümün'ü Hak Edenler (1/8)
·
Kendisinden
veya oğlundan çocuğu olan kocanın karısı veya karıları.
Sümün (Sekizde Bir) Payını Alanlar
Ölen
kocanın çocuk veya torunları varsa, karısı malın sekizde birini alır. Çocuğun
bu karıdan veya başka karıdan olması fark etmez.
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle
buyurmuştur:
"...çocuğunuz
varsa bıraktıklarınızın sekizde biri karılarınızındır." (Nisa: 4/12)
*
HACB
(BAŞKASININ BULUNMASIYLA PAY
ALAMAYANLAR) Hacb
lûgatta: Men etmek, kaldırmak ve def etmek gibi manalara gelir.
Ferâizde: Mûrisin
(ölen kimsenin) yakın akrabasının, daha uzak olanları mirâstan düşürmesine veya
onların mirâslarını azaltmasına "Hacb" denilmiştir.
Genel kaide; derecesi
mukaddem olan (önce gelen) vârisin,
muahhar olanı (sonra geleni) mirâstan hacb edeceğidir.
"Hacb-i
Noksan" ve "Hacb-i Hirman" olmak üzere ikiye ayrılır.
Meselenin
daha net olarak kavranabilmesi için;
Her İkisi
İçin De Birer Örnek Verelim
Hacb-i
Noksan:
Karı-kocanın birbirinden alacağı miktarı; çocukların varlığı veya yokluğu ile
değişir. Ölen kadının çocuğu yoksa; kocası malın yarısını (1/2) alır. Çocuğu
varsa; kocaya düşen miktar, dörtte bire (1/4) iner. Kadın; ölen kocasının
çocuğu yoksa malın dörtte birini (1/4) alır. Çocuğun varlığı halinde bu miktar
sekizde bire (1/8) düşer. İşte bu farklılaşma "Hacb-i Noksan’dır.
Dikkat edilirse, çocuğun varlığı veya yokluğu mirasın miktarının değişmesine
sebep olmaktadır.
Hacb-i
Hirman:
Mûrisin (ölen kimsenin) babasının, dedesinin veya çocuklarının bulunmaması
hâlinde; anne bir kardeşlerine mirâs düşer. Fakat onların varlığı (yani ölen
kimsenin, babasının, dedesinin veya çocuklarının); anne bir kardeşlerin mirastan
tamamen mahrum olmalarına sebeptir. Buna da "Hacb-i Hirman"
denilir.
BAŞKASININ
BULUNMASIYLA PAY ALAMAYANLAR
1- Ana var iken nineler,
2- Baba var iken dedeler,
3- Oğul, oğlun oğlu, baba ve dede var iken ana bir kardeş,
4- Oğul, oğlun oğlu ve baba var iken ana-baba bir kardeş,
5- Oğul, oğlun oğlu baba ve ana-baba bir kardeş var iken baba bir
kardeş mirastan hacbolunur (pay alamaz).
Mirasın
Tümünden Hacbe Uğrayan Varisler Şunlardır
Ana var iken
nineler:
Ninenin ana veya baba tarafından olmasının farkı yoktur. Bütün nineler, anne
ile mirastan alıkonur.
Baba var
iken dedeler: Ölenin babası hayatta ise, dedesine mirastan bir şey düşmez. Çünkü
baba, ölüye dededen daha yakındır.
Ana bir
kardeş: Ölünün
oğlu, oğlunun oğlu, babası ve dedesi var iken sadece anneden olan kardeşler
mahrum edilir.
Ana-baba bir
kardeş:
Ana-baba bir veya dereceleri ne olursa olsun bütün kardeşler; oğul, oğlun oğlu
ve baba ile mirastan hacbedilerek mahrum kalırlar.
Baba bir
olan erkek ve kız kardeşler: Bunlar ana-baba bir olan erkek kardeş ile
hacbolunur. Baba bir olan kız kardeşler ise Ana-baba bir olan iki kız kardeşle
hacbolunur. Ayrıca, Ana-baba bir veya baba bir kardeş oğulları. Bunlar da,
baba, dede, oğul, oğlun oğlu, ana-baba bir veya baba bir olan kardeş ile
hacbedilir.
·
Ana-baba
bir olan kardeş oğlu, baba bir olan kardeş oğlunu hacbeder.
Ana-baba bir
veya baba bir olan amca: Bu derecedeki amcalar, baba, dede, oğul, oğlun
oğlu, kardeş ve kardeş oğlu ile hacbedilir. Amcaoğulları ise amca ile
hacbedilir.
*
KIZ KARDEŞLERİNİ ASABE KILANLAR
Kendileriyle birlikte kız
kardeşlerini asabe kılanlar dörttür
1. Oğul.
2. Oğlun
oğlu.
3.
Ana-baba bir erkek kardeş.
4. Baba
bir erkek kardeş.
Kız Kardeşleri Varis Olmayanlar
Amcalar
varis oldukları halde halalar varis olamazlar. Amcaoğulları varis olur, onların
kız kardeşleri (amcakızları) varis olamazlar. Kardeşin oğulları varis olur,
bunların kız kardeşleri varis olamazlar. Köleyi azat eden efendi varis olur,
kız kardeşleri varis olamazlar. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
"Miras
baba tarafından en yakın olan erkeğe aittir"
Kendileri varis oldukları halde
kız kardeşleri varis olamayanlar dörttür
1. Amcalar,
2.
Amcaoğulları,
3.
Kardeşin oğulları,
4. Azat
eden efendinin erkek asabeleri.
KIZ KARDEŞLERİN ASABE OLUŞU
Oğul: Oğul varis olduğu gibi oğlun kız
kardeşi de asabe olur.
Oğlun oğlu: Ölenin oğlunun oğlu olması
halinde onun kız kardeşi de asabe olur.
Ölen kişinin ana -baba bir
kardeşleri: Bu
durumdaki kardeşler ana-baba bir olan kız kardeşlerini de asabe kılar.
Ölen kişinin baba bir kardeşi: Bunlar; baba bir olan
kızkardeşlerini asabe kılar.
Bunların
delili - Yüce Allah şöyle buyurur:
"Eğer
erkek ve kadın kardeşler mirasçı kalmış ise erkek kadının iki hissesi kadar
alır." ( Nisa: 4/176)
*
ASABE
ANLAMI VE
BÖLÜMLERİ
Asabe; kelimesi
âsıbun'un çoğulu olup;
Lugat
manası; yardım etmek, korumak, zabt etmek ve takviye etmektir. Baba tarafından
olan akrabalara Asabe denilmiştir. Akrabalığa "Usûbet" denildiği
gibi; bir şahsa asabe mirâsı vermeye de "Ta'sib" denilir. Asabe
tabiri; kuvvet ve şiddet manalarını da içine alır. Baba tarafından olan akraba
arasında; kuvvetli bir irtibat hâsıl olup, bir müdafaa gücü ortaya çıkacağından
bu isim verilmiştir.
Ferâizde: Kur'an ve sünnette belirli bir payı olmayıp;
ashâb-ı feraizden arta kalanı alan ve yalnız bulunduğu takdirde terikenin
tamamına hak sahibi olan vârise asabe denilir. Mahiyeti dikkate alınarak; neseb
sebebiyle asabe (El Asabetü'n-nesebiyye) ve azat etme (Köle ve cariye gibi)
sebebiyle teşekkül eden (El Asabetü's-sebebiyye) olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
Malûm olduğu üzere; neseb cihetiyle yakınlık, "Ferâizde"
önemli bir hadisedir.
KENDİ BAŞINA
ASABE
OLANLAR
(ASABE BİNEFSİHİ)
Mûris'in (ölen kimsenin) neseb noktasından en yakın akrabası kimdir?
Sorusuna cevap arayalım. Bu noktada
karşımıza; ölene nisbetle, araya kadın girmeyen erkek vârisler çıkar. Fûkaha
(asebe binefsihi) dört kısma ayırmıştır.
1. Mûrisin
(ölen kimsenin) cüzü'dür: Oğlu, oğlunun il'ânihaye oğlu.
2. Mûrisin
(ölen kimsenin) erkek fürûu, aslıdır: Babası, babasının ilânihâyet babası.
3. Mûrisin
(ölen kimsenin) babasının cüz'üdür: Bu sınıf, babasının anne-baba bir kardeşleri
veya baba bir kardeşlerinden teşekkül eder. Onların çocukları da dâhildir. Yâni
öz ve üvey amca, onların çocukları.
4. Mûrisin
(ölen kimsenin) dedesinin erkek fürûudur, cüzüdür.
Şimdi Bu
Maddeleri Anlatalım
Kur'ân-ı
Kerîm'de: "Ölenin çocuğu varsa, anne ve babadan her birine terekenin altıda
(1/6) biri vardır” buyrulmuştur. Dikkat edilirse Ayette; mûrisin oğlu, (asabe
içerisinde) babasından önce zikredilmiştir. Bu sebeb, babanın ilânihâye
babasından da önde olması evleviyetle zarûridir. Ayrıca Ayette geçen çocuk
lâfzı; oğul olmayınca ilânihaye oğlunun oğlunu içine alır. Hz. Ebû Bekir (ra),
Hz. Ali (ra), Hz. Abdullah İbn-i Mesûd (ra) ve Hz. Zeyd b. Sabit (ra) den şöyle
dedikleri rivayet edilmiştir: "Asabenin en önde geleni (mûrisin)
oğludur. Sonra ilânihaye oğlun oğludur...”
Mûrisin (ölen kimsenin) oğlundan sonra; en kuvvetli asabe babasıdır.
Çünkü
Kur'ân-ı Kerîm'de: "(Mûrisin) Çocuğu olmayıp da, O'na anne ve
babası mirâsçı olduysa, üçte biri annesinindir"
buyrulmuştur. Ayette annenin hissesi belirlenmiş, kalanın da babaya ait
olacağına işaret edilmiştir. Ayrıca mûrisin (ölen kimsenin) babasının; erkek
kardeşleri ve dedesinden önde olduğu tasrih (açık olarak anlatmak, açıkça söylemek, belirtmek.) olunmuştur.
Kur'ân-ı
Kerîm'de: "Eğer (mirâsçı) erkek kardeş ise, çocuksuz ve (babasız) ölen
kız kardeşin bıraktığı mirâsın tamamını alır" buyrulmuştur.
Dikkat edilirse; çocuğu ve babası olmayan bir kimse (kelâle) ölür de;
geride anne-baba bir veya baba bir erkek kardeşi kalırsa, mirâsın tamamını
alır. Bunlar babanın cüzüdür.
Hz. Amr b.
Şuayb (ra)'dan şöyle rivayet edilmiştir:
"Resûl-i Ekrem (sav) mirâsı; anne-baba bir erkek kardeşe, sonra baba bir
erkek kardeşe, sonra anne- baba bir erkek kardeşin oğluna, sonra baba bir erkek
kardeşin oğluna verdi. Amcaların durumunu da aynen bunlar gibi zikretti.” Esasen
bunlar; mûrise (ölen kimseye) akrabalık noktasından bu tertibe göre
sıralanırlar. Velâyette de; bu sıra esastır. Birden fazla asabe (Asabe
binefsihi) bulunursa; derecede yakın olan, uzak olanı mirâstan düşürür.
Fûkaha; sınıf, derece, yakınlık ve kuvvet (akrabalık noktasından)
durumlarının dikkate alınacağında müttefiktir. Esasen, Resûl-i Ekrem
(sav)'in: "Ashâb-ı Ferâizden artan mal; en lâyık (en yakın)
erkek şahsındır” buyurduğu bilinmektedir. Asabe binefsihi'nin; sınıflarını
dikkate almak şarttır.
BAŞKASI İLE
BİRLİKTE
ASABE
OLANLAR (ASABE BİGAYRİHİ)
Esasen ashâb-ı ferâizden olup; bir tane oldukları zaman terekenin
yarısını (1/2), iki veya daha fazla oldukları zaman mirâsın üçte ikisini (2/3)
alan; kendi derecelerinde bir erkek (kardeş) bulunduğu zaman asabe olan
kadınlara; Asabe bigayrihi denir.
Bunlar
Kadınlardan Olmak Üzere Dört Sınıftır.
1. Mûrisin
kızlarıdır.
2. Mûrisin
oğlunun kızları.
3. Mûrisin
anne-baba bir kız kardeşleri.
4. Mûrisin baba
bir kız kardeşleri.
Şimdi
bunları (asabe bigayrihi) inceleyelim:
1. Mûrisin kızları: Kur'ân-ı Kerîm'de: "Allah
size (mirâs) hükümlerini şöylece tavsiye (ve emr) eder: Çocuklarınız hakkında;
erkeğin hissesi, iki kızın hissesi kadardır" buyrulmuştur. Ayette
mûrisin (ölen kimsenin) kızı; oğlu ile birlikte bulunursa, müşterek asabe
olarak (ikili-birli) mîrâs alacağı açık olarak anlatılmıştır.
2. Mûrisin oğlunun kızlardır: Bunlar da
aynı derecede oğlunun oğlu ile asabe olurlar. Zira Ayet-i Kerime'de geçen
(evlat) lafzı; oğul ve kız anlamının yanında, bunlar bulunmadığı zaman oğlunun
ilânihâye oğlu ve kızı manasına da gelir.
3. Mûrisin (ölen kimsenin) anne-baba bir kız
kardeşleridir: Kur'ân-ı Kerîm'de: "Eğer erkek ve kız kardeşler
berâber bulunurlarsa, o durumda erkeğe iki kadın hissesi verilecektir,"
hükmü beyan buyrulmuştur.
Buradaki erkek ve kız kardeşlerden maksat; anne-baba bir veya baba bir
kardeşlerdir. Zira anne bir kardeşle ilgili hüküm farklıdır. Dolayısıyla
anne-baba bir kız kardeşler; aynı durumda olan erkek kardeşlerle birlikte asâbe
olurlar.
4. Baba bir
kız kardeşlerdir: Bunlar da; baba bir erkek kardeşlerle birlikte asabe olurlar.
BAŞKASININ
BULUNMASI İLE ASABE OLANLAR
(ASABE MAA
GAYRİHİ)
Ashâb-ı ferâizden olup; tek oldukları zaman terekenin yarısını (1/2),
iki veya daha fazla oldukları zaman mirâsın üçte ikisini (2/3) alan mûrisin
(ölen kimsenin) kızları veya oğul kızları ile asabe olan kız kardeşlerdir.
Bunlar iki
sınıfa ayrılır:
1. Anne-baba
bir kız kardeşlerdir.
2. Sadece baba
bir kız kardeşlerdir.
Resûl-i
Ekrem (sav)'in: "Kız kardeşleri, kızlarla birlikte olunca asabe yapınız"
buyurduğu bilinmektedir.
MEVLÂ'L-MUVÂLAT
(MUKÂVELELİ
VÂRİS) Hür,
akîl-baliğ olan iki mü'min; karşılıklı diyet ödeme, yardımlaşma ve vâris olma
konusunda akit yaparlarsa buna "Muvâlat Akdi" denilir.
Hanefi
fûkahası; muvâlat hısımı (mevlâsı) nın; vâris olabilmesi için bazı şartların
bulunması gerektiği üzerinde durmuştur. Karı ve koca müstesna; farz sahibi,
asabe ve Zevi'l-Erham mevcutsa, hiçbir şekilde vâris olamaz. Bazı hallerde ise,
varis olur.
İKRAR SONUCU
HISIM OLANLARIN
DURUMU
(MUKARRUN LEH BİNNESEBE)
Her toplumda nesebi meçhul kimseler bulunur. Bunun gizli olmasının
bir-çok sebebi vardır. (Nesebi meçhul) bir kimsenin nesebini; bir şahsın
kendine veya başkasına bağlayan sözüne, nesebi ikrar denilir. Meselâ Hasan
efendi; gizlice evlenmiş ve bu evlilik sonucu bir çocuğu olmuştur. Diğer hanımının
veya çocuklarının bundan haberi yoktur. Daha sonra nesebi meçhul bilinen
çocukla ilgili olarak "-Bu benim oğlumdur" diyerek ikrar eder, zâhiri
hal de kendini tekzib etmezse, vefatında kendisine vâris olur. Ayrıca nesebi
meçhul olan (ve daha sonra ikrarı ile kendi çocuğu olduğu ortaya çıkan) çocuğun
annesini boşayıp-boşamadığı gündeme girer. Eğer Hasan Efendi o çocuğun annesi
için: "-Bu benim karımdır" diye ikrar eder ve kadın da "-Evet,
bu benim kocamdır" derse, bu defa "evliliği ikrar" söz konusu
olur. Dolayısıyla verasette zevce (karı) durumu ortaya çıkar. Bütün bu
ikrarlarda; sıhhat şartlarının bulunması gerekir.
Farz
Sahipleri Ve Asabelerle İlgili Bazı Meseleler
Bu iki varis grubu ile ilgili bazı meseleler kurup açıklamasını
yapalım.
MESELE 6
|
||
Baba bir kız kardeş
|
1/2
|
3
|
Anne
|
1/6
|
1
|
Ana bir kız kardeş
|
1/6
|
1
|
Öz amca
|
A
|
1
|
AÇIKLAMA
·
Bu meselenin aslı (6)'dan kurulur. Bunda temasül
bulunduğu için iki eşit paydadan biri alınıp meselenin aslı yapılır. Miras
dağılımına gelince şöyle olur:
·
Baba bir kız kardeş tek başına bulunduğu ve onu
hacb edecek veya asabe yapacak bir varis olmadığı için malın yarısını ½ alır.
·
Ölenin birkaç kardeşi bulunduğu için de anneye
1/6 hisse verilir.
·
Ana bir kız kardeş tek başına olduğu ve onu hacb
edecek kimse de bulunmadığı için bu da 1/6 hisse alır. Geri kalan da asbelik
ile amcaya düşer.
|
MESELE 6
|
||
Ana baba bir kardeş oğlu
|
A
|
2
|
Ana bir kardeş
|
1/6
|
1
|
Amca
|
H
|
-
|
Ana baba bir kız kardeş
|
1/2
|
3
|
AÇIKLAMA
·
Görüldüğü gibi ana bir kardeşe 1/6 hisse verilir.
Ana baba bir kız kardeşe de 1/2 hisse verilir. Geri kalan asabe yoluyla ana
baba bir kardeş oğluna kalır, çünkü bu ölüye daha yakındır. Amca ise kardeş
oğlu ile hacbolunur, çünkü mirasta kardeşlik nispeti amcalık nispetinden önce
gelir.
·
|
MESELE 12
|
||
Karı
|
1/4
|
3
|
Anne
|
1/6
|
2
|
Ana bir kız kardeş
|
1/6
|
2
|
Baba bir kardeş
|
A
|
5
|
AÇIKLAMA
·
MESELE: Kendisinde 1/4 - 1/6
bulunan her meselenin aslı 12’den gelir.
·
Karı: Görüldüğü gibi ölenin çocuğu olmadığı için
karı 1/4 hisseyi alır.
·
Anne: Birden fazla kardeşleri bulunduğu için anne
1/6 alır.
·
Ana bir
kız kardeş: Tek olduğu ve onu hacbedecek varis bulunmadığı için o da 1/6
alır.
·
Baba bir, kardeş: Geri kalanı ise asabelik ile
baba bir kardeş alır.
|
Başka bir misal ile çözüm şekli
MESELE 24
|
||
Karı
|
1/8
|
3
|
Baba
|
1/6
|
4
|
Anne
|
1/6
|
4
|
Oğul
|
A
|
13
|
AÇIKLAMA
·
MESELE: Kendisinde 1/8 - 1/6
bulunan her meselenin aslı 24’den gelir.
·
Burada da görüldüğü gibi karı 1/8, baba 1/6 ve anne de 1/6 hisseyi
alır. Diğeri oğla kalır.
|
MESELE 24
|
||
Baba
|
1/6
|
4
|
Dede
|
H
|
-
|
Oğul
|
A
|
17
|
Oğlun oğlu
|
H
|
-
|
Nine (babaanne):
|
H
|
-
|
Karı
|
1/8
|
3
|
AÇIKLAMA
·
MESELE: Kendisinde 1/8 - 1/6
bulunan her meselenin aslı 24’den gelir
·
Ölenin çocuğu bulunduğu için, babası 1/6 ve
karısı 1/8 hisse alır. Geri kalanı asabe yoluyla oğlu alır. Babası dedesini,
oğlunun oğlunu ve ninesini hacbeder, oğul da asbelikle payını alır.
|
ZEV'İL-ERHAM
Zev'il Erham: Farz veya asabe yoluyla varis
olamayan her akrabaya zev'il erham
denir.
Mûrisin (ölen kimsenin) ashâb-ı ferâiz ve asabesinden hiç kimsesi
yoksa, akrabaları gündeme girer. Zevi'l erham; "Zü'r-rahim'in"
çoğuludur.
Lûgat
manası; rahim
beraberlik, akrabalık ve yakınlıktır.
Kur'ân-ı
Kerîm'de: "Anne ve baba ile yakın hısımların bıraktıklarından erkeklere,
anne ve baba ile yakın hısımların bıraktıklarından kadınlara; azından da
çoğundan da farz edilmiş birer nasip olarak hisseler vardır” buyrulmuştur.
Ayette geçen, "ve'l âkrebûne" (akrabalar, hısımlar) kelimesi; mutlak
olarak vârid olmuştur. Esasen savaşma gücü olmayan kadın ve çocukları; mirâstan
mahrum eden, cahiliye düşüncesini ortadan kaldırmak için inzâl buyrulmuştur.
Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Dayı, vârisleri bulunmayanın
mirasçısıdır,” buyurduğu da bilinmektedir. Sahabe-i Kiram'dan Hz. Sabit b.
Ed-Dihdâh (ra) vefat etmiş; geride yalnızca kız kardeşinin oğlu Ebû Lübâbe b.
Abdi'l-Münzir (ra) kalmıştı. Resûl-i Ekrem (sav) bütün mirasını ona vermiştir.
Halbuki kendisinin; asabesi ve ashâb-ı ferâizi durumunda değildi, Zevi'l-erham
durumundaydı.
Hanefi
fûkahası: "Zevi'lerham'ın mûrise yakınlığı dikkate alınır. Çünkü bunlar;
aslında asabe hükmünde olup, ya kadın oldukları, ya araya kadın girdiği için
asabe olamamışlardır. Bu bakımdan asabe hangi usül ve sırayla vâris oluyorsa,
bunlar da aynı şekilde mirasçı olurlar,” hükmünde ittifak etmiştir.
Zev'il Erhamın Varis
Olabilmesi İçin Gerekli Şartlar
1- Ölenin asabe veya farz ile karı
veya kocadan başka bir varisinin bulunmaması. Ölenin asabelerinden veya farz
sahiplerinden varisi olursa mirasın tümünü alır, zev'il erham hiç bir şey
alamaz.
Zev'il
erham karı veya koca ile beraber varis olabilir. Bunun şartı ölenin varisi karı
veya koca yalnız olmalıdır. Çünkü farz sahipleri hisselerini aldıktan sonra
2- Beyt'ül Mal'ın muntazam olmaması.
Eğer Beyt'ül Mal muntazam olup mal meşru yerlere sarf edilirse zev'il erham
mirastan bir şey alamaz.
Beyt´ül Mal´ın muntazam olmasıyla
zev´il erhamın pay alamayacağının delili: İmam Şafii (r.a.) Kur´an ve Sünnet´te muayyen bir
hissenin olmadığına hükmettiği içindir.
Hicri
dördüncü asırdan itibarın Beyt'ül Mal'ın muntazam bulunmamasıyla Şafii
âlimlerinin sonraki müçtehitleri zev'il erhamın mirasçı olacağı hususunda fetva
vermişlerdir. Çünkü ölenin malının akrabalarına ulaşması hak sahibi olmayan
başkalarına verilmesinden daha iyidir.
NOT: Hanefi , Hanbeli’ye göre: Zevil Ehram mirasçı
olur, mirastan kalanı paylaşır. Şafii , Maliki’ göre: Zevil Ehram
mirastan pay alamaz.
mirastan
artan, karı veya kocaya iade edilmez. Karı veya koca hissesini aldıktan sonra
kalanı ölüye yakınlığına göre zev'il erhama paylaştırılır.
ZEV'İL ERHAMIN SINIFLARI
Zev'il erham olan akrabalar dört
sınıf olup şunlardır
1-
Kızların çocukları ve oğlun kızlarının çocukları.
2-
Annenin babası olan dede ve bunun babası.
3-
Annenin annesi olan nine ve bu ninenin annesi. (Şafi alimi: Ebu Şuca)
4- Ölenin
dede ve ninelerine nesebli olanlar. Bunlar da,
a) Ana
bir amcalar, bütün amcakızları ve bütün halalar.
b) Bütün
dayılar, teyzeler ve bunların çocukları.
c) Hala
çocukları ve bunların vasıtasıyla ölüye bağlı olan akrabalar.
Zev'il erhamın miras taksimatı: Zev'il erham ölüye bağlı olan
varisin yerine konulup bunlara göre, en yakınlık derecesine öncelik verilir.
MİRASIN
KONUSU
1. Vâris'in bulunması,
2. Mal veya servetinin bulunmasıdır.
MİRASIN
ŞARTLARI
1. Murisin hakikaten veya hükmen
ölümünün sabit olmasıdır.
1. Vârisin hakikaten veya
takdiren hayatta olması gerekir.
2. Vârislerde; mirasa mâni olan
hallerden, birisinin bulunmamasıdır. Eğer mirasa mâni hallerden herhangi birisi
söz konusu olursa; vâris hiçbir şey alamaz. Bu konu oldukça önemlidir.
MİRASA ENGEL
OLAN HALLER
1. Mûris ile
vâris'in farklı dinlerden olması.
2. Vâris'in;
mala daha çabuk sahip olabilmek için murisi öldürmesi.
3. İhtilâf-ı
Dâr. (Darû'l İslâm’da ikamet eden zimmi'nin; Darû'l Harp'te bulunan yakınları,
kendisine vâris olamazlar!)
4. Vârisin
meçhul olması.
a. Bir kadın,
kendi çocuğuyla, başkasının çocuğuna süt verirken vefât edip, hangisinin
kendisine ait olduğu bilinmezse, hiç biri kendisine vâris olamaz.
b. Bir kadın;
bir Müslüman’ın çocuğu ile bir gayr-i Müslim’in çocuğuna süt verirken; ikisi
birlikte büyüyüp birbirinden ayırt edilemezse, bu çocuklar Müslüman kabul
edilir. Fakat hiçbiri babasına vâris olamaz.
c. Bir kimse;
çocuğunu lâkit olarak bir yere bırakır, daha sonra aynı yerde iki çocuk
bulunursa, hangisinin kendi çocuğu olduğunu bilemediği süre içerisinde, her
ikisi de kendisine vâris olamaz.
5. Karşılıklı
lanetleşme sonucu çocuğun nesebinin bilinmemesi (KAYNAK: Molla Camii Kitaplığı).
6. Kölelik.
MİRAS’TA
TERTİBE RİAYET
ETMEK VE
VARİSİN GÖREVLERİ
1. Maldan; önce techiz
ve tekfini için pay ayrılır
2. Daha
sonra ölünün; hayatta iken yapmış olduğu borçları varsa ödenir. Bu borçlar; Allahû
Teâla (cc)'nın emri olan zekât, kefâret, oruç fidyesi ve nezr (adak)
olabileceği gibi, diğer insanlardan alınmış (borçlar) da olabilir. Borç ödeme
hususunda da; önce insanlara olan (borçlar) dikkate alınır. Borçların
ödenmesinden sonra; ölenin vasiyeti mevcutsa, terikenin üçte birini aşmayacak
şekilde yerine getirilir. Bütün bunlardan sonra kalan mal; vârislere, sehimleri
dikkate alınarak taksim olunur.
Dikkat
Edilirse Terike Üzerinde Dört Hak Söz Konusudur.
Bunlar:
1. Mûris'in
techiz ve tekfini için gerekli masraflar,
2. Mûrisin
borçlarının ödenmesi,
3. Mûris'in
vasiyetinin yerine getirilmesi,
4. Bütün
bunlardan sonra kalan malın; ferâize uygun olarak vârislere taksimi.
Feteva-ı
Hindiyye
Haram yoldan servet elde eden bir kimse ölünce; uygun olan:
Vârislerinin durumu araştırmalarıdır. Eğer haram olan bu servetin nereden ve
kimden temin edildiğini öğrenebilirlerse, onu sahiplerine geri verirler.
Öğrenmemeleri hâlinde ise; o haram serveti fakirlere dağıtırlar.
Eğer bir mü'min; fakr-û zarûret içerisinde hayatını devam ettirir ve
borç içerisinde iken ölürse; bütün borçları Beytü'lmal’den ödenir.
VASİYET'İN
TARİFİ VE MAHİYETİ
Vasiyet: Tavsiye
etmek, demektir. Vasiyet, bir kişinin
ölümünden sonra geçerli olmak üzere, bir veya birden fazla kişiye belirli bir
mal bırakması işlemidir. Vasiyet, ölüme bağlı bir tasarruftur. Vasiyet sözlü
veya yazılı olabilir. Bırakılan mal veya menfaat; sadaka hükmündedir.
• Vasiyet yapana: Mûsi,
• Bırakılan şeye: Mûsabih,
• Bırakılan şahsa: Mûsa leh,
• Yapılan tasarrufa da: Vasiyet denilir. Çoğulu vesâyâ
gelir.
• İnsan vasiyet ederek; veremediği sadakalarını, ölümünden sonra
verdirmeye çalışır.
• Varisler kabul etse de, etmese de; vasiyet, malın üçte birini aşmamak
şartıyla caizdir. (Hadis: Ömürlerinizin sonunda, amellerinizde
sizin sevabınızı artırmak için ..)
• Ancak malının üçte birinden fazlasını vasiyet etmesi caiz değildir.
• Bir adam; tek kızımdan başka
vârisim yoktur. Malımın üçte ikisini vasiyet etsem ne dersiniz? Sorusunu sorar;
Resûl-i Ekrem (sav) "-Hayır." cevabı verir.
• Vârislerden bazısının payını azaltmak, bazısının payını yükseltmek
için (vârislerden birine) vasiyet yapmak caiz değildir.
• Fakat bir kimsenin; hiçbir vârisi yoksa malının tamamını vasiyet
etmesinde bir mahzur yoktur.
VASİYET NE
ZAMAN YAPILMALIDIR
• Resûl-i Ekrem (sav)'in: Hiçbir Müslümanın; vasiyet edeceği bir şey
varken, vasiyetini yazmadan iki gece dahi yatması doğru değildir. Buyururlar.
• Resûl-i Ekrem (sav): Sadakanın efdali; mahrum edildiği zaman kin
tutacak zi-rahme akrabaya verilendir, buyurmuştur.
• Vârislerin malî durumu iyi değilse veya miras kalacak mala
ihtiyaçları varsa, vasiyeti terk etmek daha evlâdır.
• Vârislerin ihtiyacı yoksa; yakın akrabaya vasiyet etmek daha
efdaldir.
VASİYETİN
KISIMLARI
1. Vâcip
Olan Vasiyet: Mükellefin üzerinde; emânet, meçhûl (varislerin bilmediği) borçlar,
verilmemiş zekât, öşür ve bunun gibi mâli ibadetler, yerine getirilmemiş nezir
(adak), hac gibi hususlar, meşrû sebeplerle tutulamayan Ramazan orucunun
fidyesi veya kefâretler söz konusu ise, bunları vasiyet etmesi vâciptir.
2. Müstehab
Olan Vasiyet: Bir müminin; hiçbir vârisi bulunmaz ve borcu da olmazsa, bütün mal ve
menfaatlerini İslâmi hizmetlere harcanmasını vasiyet etmesi müstehaptır.
3. Mendub
Olan Vasiyet: İslâm'a hakkı ile hizmet edemediği için üzülen bir mümin’in, İslâm'ı
tebliğ eden ulemaya ve cihat eden kimselere vasiyette bulunması menduptur.
4. Mübah
Olan Vasiyet: Kimsesizlere, yolda kalmışlara ve fakirlere vasiyette bulunmak
mübâhtır.
5. Mekrûh
Olan Vasiyet: Bir müminin; İslâmi hudutlara riâyet etmeyen ve haram işlemekle meşgul
olan kimselere vasiyet etmesi mekruhtur.
• Vasiyet etmeyi düşünen bir
mümin: Mutlaka iki âdil şahit bulundurmalıdır. Vasiyetin yerine getirilmesi,
borcun ödenmesinden sonraya bırakılır. Zira borcun ödenmesi farzdır.
• Ancak alacaklılar, ölüm
hadisesinden sonra, borcu bağışlarlarsa, engel ortadan kalktığı için vasiyet derhal
yerine getirilir.
TERİKENİN
TARİFİ VE TAKSİMİ
Terike veya
Tirke kelimeleri; terketmek ve bırakmak manasına gelen, "Terk"
kökünden isimdir.
İslâmi
ıstılahta: Mûrisin (Ölen kimsenin) geride bıraktığı ve vârislerine intikâl
eden her şeye terike denir
• Mûrisin (ölen kimsenin);
Techiz ve tekfini yapıldıktan, borcu ödendikten ve vasiyeti yerine
getirildikten sonra; kalan mal, vârislerine şer'i ölçüler içerisinde taksim
edilir.
Murisin
Bıraktığı Mal,
Sırasıyla Şu
Kimseler Arasında Taksim Olunur
1. Ashab-ı Ferâiz: Kitap, sünnet ve icmâ ile payları kat'i olarak
bilinen vârisler.
2. Asabe.
3. Hisselerinden başka kalan malı da red yoluyla alan kimseler.
4. Zevi'l erham. (Yakın akraba.)
5. Mevlâ'l muvâlat.
6. Kendisi üzerinde neseb ikrar olunan kimse (Mukarrun leh bi'n neseb
al'l gayr)
7. Kendisine vasiyet olunan şahıslar (malın 1/3’ten fazlasını harcayamazlar).
8. Beytülmal.
NESEB
YÖNÜNDEN VE SEBEB YÖNÜNDEN VÂRİSLER
ASHÂB-I
FERÂİZ: Kitap,
sünnet ve icmâ ile; hakları takdir edilen (farz kılınan) sehim sahiplerine “Ashab-ı
Ferâiz” denilir. Tarifinden de anlaşılacağı gibi; murisin (ölen
kimsenin) en yakını olan sınıftır. Bunlar kat’i nasslarla sabit olan paylarını
aldıktan sonra; geriye bir-şey kalırsa, ikinci derecede olanlar gündeme
girer. Ashab-ı Ferâiz; on tanesi “Neseb” yönünden, iki
tanesi “Sebeb” noktasından, toplam oniki’dir.
Bunlar,
Neseb
yönünden vâris olanlar
1. Baba,
2. Sahih dede (Babanın babası),
3. Anne bir kardeş,
4. Kız,
5. Oğlun kızı,
6. Anne-baba bir kız kardeş,
7. Baba bir kız kardeş,
8. Anne bir kız kardeş,
9. Anne,
10. Sahih nene (ölüye nispetinde fasit dede araya girmeyen nene),
Sebeb
yönünden vâris olanlar
11. Koca
12. Karı
*
KELİMELER
Asabe: Bir
miras hukuku terimi olarak; yalnız başına olduğunda bütün mirası, başka mirasçı
bulununca onlardan artanı alan ve ölene (mûris'e) araya kadın girmeksizin
bağlanan erkek hısımlarla bu hükümde olan diğer kimselerdir. Oğlu, oğlun
ilânihaye oğlu gibi. Bunların belirli miras hisseleri ayet ve hadislerde
belirlenmemiştir.
ASHÂB-I
FERÂİZ: Kitap,
sünnet ve icmâ ile; hakları takdir edilen (farz kılınan) sehim sahiplerine “Ashab-ı
Ferâiz” denilir.
Murisin (ölen kimsenin) en yakını olan sınıftır.
Fürûu: Çocuklar ve torunlar.
ilâ Nihâye: Sonuna
kadar.
İbniyye: Bir kimsenin oğlunun öz kız evladıdır.
İlm-i Feraiz: Ölünün terikesine taalluk eden haklardan ve terikenin muayyen sehimler
üzerine taksiminden bahseden ilimdir.
Mevlâ'l-Muvâlat
(Mukâveleli Vâris): Hür, akîl-baliğ olan iki mü'min;
karşılıklı diyet ödeme, yardımlaşma ve vâris olma konusuda akid yaparlarsa buna
"Muvâlat Akdi" denilir. Hanefi fûkahası; muvâlat hısımı (mevlâsı)
nın; vâris olabilmesi için bazı şartların bulunması gerektiği üzerinde
durmuştur. Karı ve koca müstesna; farz sahibi, asabe ve Zevi'l-erham mevcutsa,
hiçbir şekilde vâris olamaz. Bazı hallerde ise, varis olur.
Miras: Bir müteveffanın terikesinden yakınlarına intikal eden maldır.
Mukarrun leh
bi'n neseb al'l gayr: Kendisi üzerinde neseb ikrar olunan kimse)
Beytülmal: İslâm devletinin hazinesi, devletin
malîye işleriyle ilgilenen kurum.
Muris: Ölen kimse.
Sehm: Hisse, varislerden her birinin terikeden müstehik olduğu miktardır.
Sulbiyye: Bir kimsenin öz kızı demektir.
Tashih-i mes’ele: Varislerin sehimlerini hiçbiri hakkında kesr vaki olmayacak surette ve mümkün mertebe en az bir miktardan göstererek terikeyi kabil-i taksim bir hale koymaktır.
Tebayün: İki adet arasında birden başka kasım-ı müşterek (ortak tam bölen) bulunmamasıdır.
Tashih-i mes’ele: Varislerin sehimlerini hiçbiri hakkında kesr vaki olmayacak surette ve mümkün mertebe en az bir miktardan göstererek terikeyi kabil-i taksim bir hale koymaktır.
Tebayün: İki adet arasında birden başka kasım-ı müşterek (ortak tam bölen) bulunmamasıdır.
Tedahül: İki adetten birinin diğeriyle tamamen taksimi kabil olmasıdır.
Temasül: İki adedin birbirine müsavi olmasıdır.
Tereke: Bir müteveffanın kendisine ait olmak üzere terk etmiş olduğu maldır.
Tereke: Bir müteveffanın kendisine ait olmak üzere terk etmiş olduğu maldır.
Tevafuk: İki adetten birinin diğeriyle taksimi kabil olmayıp üçüncü bir adet ile
taksimi kabil olmasıdır.
Vasiyet yapana: Mûsi,
Vasiyet yapana: Mûsi,
• Bırakılan şeye: Mûsabih,
• Bırakılan şahsa: Mûsa leh,
• Yapılan tasarrufa da: Vasiyet denilir. Çoğulu vesâyâ
gelir.
*
·
KAYNAKLAR
·
Hamdi
DÖNDÜREN
·
www.ehlisunnetbuyukleri.com
·
Ferâiz İlmi:
İslâm'da mîras Hukuku, güncel fetvalar, Molla ...
·
www.mollacami.net
·
Feraiz nedir?
Feraiz hakkında bilgi - Türkçe Bilgi
·
İSLÂM MİRAS
HUKUKU (FERÂİZ)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder